Gerçek olalım: kripto ve hava durumunun bir ortak noktası var – ikisi de sert olabilir. Portföyüm? Bir noktada %70 düştü. Ama hala buradayım. Her şey erirken aslında işe yarayanlar şunlar:
“Kolay para” yalanı ilk tuzaktır. 100 dolara bir token aldım, 150 dolara çıktığını izledim, dahi gibi hissettim. Sonra 15 dolara düştü. Ders: Açgözlülük paranızı almadan önce kar edin.
Panik satanlar gerçek kaybedenlerdir. Piyasa öldüğünde, herkes komplo teorileri savuran bir filozof olur. Piyasa her zaman geri döner - sadece panik satanlar dönmez.
DYOR sadece bir moda kelime değil, aynı zamanda tek kalkanınızdır. Bir arkadaşınız söylediği için mi alıyorsunuz? İşte bu, elinizde kalmanıza neden olur. Zor yoldan öğrendim: Bir projenin nasıl çalıştığını açıklayamıyorsanız, onu sahiplenme hakkınız yok.
Keskin yükselişler çıkış işareti, giriş sinyali değildir. Bir token'ın %50 pompalandığını mı gördünüz? Peşinden koşmayın. Ben koştum, üç günde her şeyi kaybettim. Tren zaten depoya doğru gidiyor.
Duygular, traderları ayı piyasalarından daha hızlı yok eder. Panik, açgözlülük, FOMO – zehirinizi seçin, hepsi para kaybettirir. En kötü hamle? Korkudan düşen bir tokeni sattım. Bir hafta sonra iki katına çıktı. Hala acıtıyor.
Gerçek beceri? Sabır. Bu piyasa HODL'ları ödüllendirir, kumarbazları değil. Benim kuralım: “Panik satışı yapma. Daha iyi giriş noktaları bul.” Her seferinde işe yarar.
Kaybetmeyi göze alamayacağınız parayı yatırmayın. Cidden. Bitcoin için kredi almak, hayatınızı mahvetmenin en hızlı yoludur.
Sonuç: Kripto bir maratondur. Kış, hayatta kalanları rekt olanlardan ayırır. Kayıplarınızdan ders alın yoksa piyasa sizi bunları tekrar etmeye zorlar. Portföyünüz MySpace hisseleri gibi düştüğünde, unutmayın – bu bir oyun bitişi değil, sadece grind etmek için yeni bir seviyedir.
Ayıyı nasıl atlattınız? Savaş hikayelerinizi paylaşın. Piyasa herkesle eşit şekilde dalga geçiyor.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Zihnimi Kaybetmeden Kripto Kışını Atlattım (Neredeyse)
Gerçek olalım: kripto ve hava durumunun bir ortak noktası var – ikisi de sert olabilir. Portföyüm? Bir noktada %70 düştü. Ama hala buradayım. Her şey erirken aslında işe yarayanlar şunlar:
“Kolay para” yalanı ilk tuzaktır. 100 dolara bir token aldım, 150 dolara çıktığını izledim, dahi gibi hissettim. Sonra 15 dolara düştü. Ders: Açgözlülük paranızı almadan önce kar edin.
Panik satanlar gerçek kaybedenlerdir. Piyasa öldüğünde, herkes komplo teorileri savuran bir filozof olur. Piyasa her zaman geri döner - sadece panik satanlar dönmez.
DYOR sadece bir moda kelime değil, aynı zamanda tek kalkanınızdır. Bir arkadaşınız söylediği için mi alıyorsunuz? İşte bu, elinizde kalmanıza neden olur. Zor yoldan öğrendim: Bir projenin nasıl çalıştığını açıklayamıyorsanız, onu sahiplenme hakkınız yok.
Keskin yükselişler çıkış işareti, giriş sinyali değildir. Bir token'ın %50 pompalandığını mı gördünüz? Peşinden koşmayın. Ben koştum, üç günde her şeyi kaybettim. Tren zaten depoya doğru gidiyor.
Duygular, traderları ayı piyasalarından daha hızlı yok eder. Panik, açgözlülük, FOMO – zehirinizi seçin, hepsi para kaybettirir. En kötü hamle? Korkudan düşen bir tokeni sattım. Bir hafta sonra iki katına çıktı. Hala acıtıyor.
Gerçek beceri? Sabır. Bu piyasa HODL'ları ödüllendirir, kumarbazları değil. Benim kuralım: “Panik satışı yapma. Daha iyi giriş noktaları bul.” Her seferinde işe yarar.
Kaybetmeyi göze alamayacağınız parayı yatırmayın. Cidden. Bitcoin için kredi almak, hayatınızı mahvetmenin en hızlı yoludur.
Sonuç: Kripto bir maratondur. Kış, hayatta kalanları rekt olanlardan ayırır. Kayıplarınızdan ders alın yoksa piyasa sizi bunları tekrar etmeye zorlar. Portföyünüz MySpace hisseleri gibi düştüğünde, unutmayın – bu bir oyun bitişi değil, sadece grind etmek için yeni bir seviyedir.
Ayıyı nasıl atlattınız? Savaş hikayelerinizi paylaşın. Piyasa herkesle eşit şekilde dalga geçiyor.