Kardeşler, elimde 220 tepesinde asılı bir sürü FIL Spot var, hahahaha! Yorumlar kısmında bana destek verebilir misiniz?
Bu FIL'in arkasındaki IPFS teknolojisi oldukça ilginç. Biz internette gezinirken, veriler genellikle merkezi sunucularda depolanıyor - tüm yumurtaları bir sepetin içine koymak gibi, sunucu bir kapandığında hepsi biter ve sansüre de maruz kalabilir, maliyetler de yüksek. Geleneksel internet, HTTP üzerindeki konum adreslemesine dayanıyor, açıkçası "XX adresine gidip XX dosyasını bul" demek zaten çok eski bir yöntem.
2014 yılında, Juan Benet adında bir bilgisayar bilimcisi, açık kaynak ağ altyapısını araştırmak için Protocol Labs adında bir laboratuvar kurdu. Bu adam o zamanlar şunu fark etti: İnternetin yeni bir yaşam tarzına ihtiyacı vardı. BitTorrent ve Git'ten ilham alarak, dosyaların nerede olduğuna bakmadan, doğrudan içeriğin kendisini konumlandırmak için yeni bir yaklaşım geliştirdi.
Nasıl konumlandırılır? Kriptografik hash kullanarak. Her dosya için benzersiz bir CID (içerik tanımlayıcısı) oluşturulur; bu, dosyaya bir dijital kimlik kartı verilmesi gibidir. Dosyayı bulmak istiyorsanız, "o hangi sunucuda" diye sormak yerine, "bu hash ile ilişkili içeriğe kim sahip" diye sormalısınız. Bu yöntem veri bütünlüğünü garanti eder, bir baytı değiştirdiğinizde hash değişir, müdahale etmek mi istiyorsunuz? Hiç şansınız yok.
IPFS'nin tam adı InterPlanetary File System, yani Gezegenler Arası Dosya Sistemi. İsmi oldukça bilim kurgu gibi değil mi? Ama temel mantığı oldukça somut: Dosyaları parçalara ayırıp P2P ağında dağıtık bir şekilde depolamak, kim ihtiyaç duyarsa en yakın düğümden alır. Geleneksel sunucularda olduğu gibi "tek nokta arızası" yok; bir düğüm kapandığında, diğer tarafta binlerce düğüm hâlâ çalışıyor. Ayrıca, bir dosyaya ne kadar çok kişi erişirse, yedeği o kadar fazla olur ve yayılması o kadar hızlı olur, tıpkı bir torrent indirme mantığı gibi.
2015 yılının Şubat ayında, IPFS'in Alpha versiyonu yayınlandı ve geliştirici topluluğunda hızla yayıldı. Aynı yılın Ekim ayında, bu teknoloji TechCrunch gibi teknoloji medyalarında kendini gösterdi. Elbette, hikaye burada bitmedi - daha sonra Protocol Labs, herkesin depolama alanı katkısında bulunmasını teşvik etmek için Filecoin'i (yani FIL token'ını) geliştirdi ve böylece tüm ekosistemi kapatmış oldu.
Yani gördüğün gibi, FIL şu anda garip bir fiyatta olsa da, temsil ettiği IPFS bu merkeziyetsiz depolama mantığı, Web3 çağı için gerçekten önemli bir altyapıdır. Ne zaman 220'den beni aşağı indireceklerini bilmiyorum… Sizce hala umut var mı? Yorumlar kısmında konuşalım!
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
14 Likes
Reward
14
6
Repost
Share
Comment
0/400
GasFeeCryBaby
· 5h ago
Dağ zirvesinde görüşürüz, seni kurtarmaya geliyorum
View OriginalReply0
MidnightTrader
· 5h ago
Tepe dönüşünü bekliyoruz, oh evet.
View OriginalReply0
HackerWhoCares
· 5h ago
220 ah, kumarbazların tavanı oldu herhalde.
View OriginalReply0
BTCWaveRider
· 6h ago
220'nin zirvesi seni ne kadar süredir bekliyor?
View OriginalReply0
Force8Gale
· 6h ago
İlk olarak 2.2'ye ulaşalım, sonra konuşuruz.
View OriginalReply0
TheShibaWhisperer
· 6h ago
Sen 220'de bir pozisyon mu giriyorsun? Ben o zaman 380'de yatıyordum, artık yatmaya başladım.
Kardeşler, elimde 220 tepesinde asılı bir sürü FIL Spot var, hahahaha! Yorumlar kısmında bana destek verebilir misiniz?
Bu FIL'in arkasındaki IPFS teknolojisi oldukça ilginç. Biz internette gezinirken, veriler genellikle merkezi sunucularda depolanıyor - tüm yumurtaları bir sepetin içine koymak gibi, sunucu bir kapandığında hepsi biter ve sansüre de maruz kalabilir, maliyetler de yüksek. Geleneksel internet, HTTP üzerindeki konum adreslemesine dayanıyor, açıkçası "XX adresine gidip XX dosyasını bul" demek zaten çok eski bir yöntem.
2014 yılında, Juan Benet adında bir bilgisayar bilimcisi, açık kaynak ağ altyapısını araştırmak için Protocol Labs adında bir laboratuvar kurdu. Bu adam o zamanlar şunu fark etti: İnternetin yeni bir yaşam tarzına ihtiyacı vardı. BitTorrent ve Git'ten ilham alarak, dosyaların nerede olduğuna bakmadan, doğrudan içeriğin kendisini konumlandırmak için yeni bir yaklaşım geliştirdi.
Nasıl konumlandırılır? Kriptografik hash kullanarak. Her dosya için benzersiz bir CID (içerik tanımlayıcısı) oluşturulur; bu, dosyaya bir dijital kimlik kartı verilmesi gibidir. Dosyayı bulmak istiyorsanız, "o hangi sunucuda" diye sormak yerine, "bu hash ile ilişkili içeriğe kim sahip" diye sormalısınız. Bu yöntem veri bütünlüğünü garanti eder, bir baytı değiştirdiğinizde hash değişir, müdahale etmek mi istiyorsunuz? Hiç şansınız yok.
IPFS'nin tam adı InterPlanetary File System, yani Gezegenler Arası Dosya Sistemi. İsmi oldukça bilim kurgu gibi değil mi? Ama temel mantığı oldukça somut: Dosyaları parçalara ayırıp P2P ağında dağıtık bir şekilde depolamak, kim ihtiyaç duyarsa en yakın düğümden alır. Geleneksel sunucularda olduğu gibi "tek nokta arızası" yok; bir düğüm kapandığında, diğer tarafta binlerce düğüm hâlâ çalışıyor. Ayrıca, bir dosyaya ne kadar çok kişi erişirse, yedeği o kadar fazla olur ve yayılması o kadar hızlı olur, tıpkı bir torrent indirme mantığı gibi.
2015 yılının Şubat ayında, IPFS'in Alpha versiyonu yayınlandı ve geliştirici topluluğunda hızla yayıldı. Aynı yılın Ekim ayında, bu teknoloji TechCrunch gibi teknoloji medyalarında kendini gösterdi. Elbette, hikaye burada bitmedi - daha sonra Protocol Labs, herkesin depolama alanı katkısında bulunmasını teşvik etmek için Filecoin'i (yani FIL token'ını) geliştirdi ve böylece tüm ekosistemi kapatmış oldu.
Yani gördüğün gibi, FIL şu anda garip bir fiyatta olsa da, temsil ettiği IPFS bu merkeziyetsiz depolama mantığı, Web3 çağı için gerçekten önemli bir altyapıdır. Ne zaman 220'den beni aşağı indireceklerini bilmiyorum… Sizce hala umut var mı? Yorumlar kısmında konuşalım!