Sam Altman yine uzun bir yazı yayınladı, bu sefer de hükümet garantili teminat konusu için savunma yaptı. Yazıyı okuduktan sonra sadece şunu düşündüm—bu, "burada üç yüz altın yok" demek gibi bir şey değil mi? Ne kadar açıklama yaparsa yapsın, balon hissiyatı o kadar yoğunlaşıyor.

Normalde böyle bir kamuoyu krizinde ya susar ya da profesyonel PR ekibine bırakırdın. Ama Altman, doğrudan sahneye çıkıp uzun uzun açıklamalar yapmayı tercih etti. Bu hareket, sanki yıllar önce bir restoran sahibi olan birinin davranışlarını hatırlatıyor bana.

Dahası, satır aralarında "Yapay Zeka altyapısının devletleştirilmesi" fikri de belli oluyor. Vay be, bu gelişim yolu gerçekten Doğu'nun zekasıyla dolu. Ama sorun şu ki—başlangıçta "kar amacı gütmeyen araştırma kurumu olacağız" diye söz vermişti. Şimdi ise bu senaryo oldukça ani bir dönüş yaptı.

OpenAI teknolojisinin rakipler tarafından geçilmesi açık bir gerçek, artık sadece hayal kurmak ve hükümet kaynaklarına bağlanmak zorunda kalmış durumda. Her baktığımda, iki yıl önceki yönetim kurulunun o kovulma kararı belki de gerçekten akıllıca bir kararmış gibi geliyor. Ama ne yazık ki, şu an herkes onun peşinden gidiyor ve geri dönemiyor. Bu operasyon tarzı gerçekten takdire şayan.

Piyasa panik havası yayılırken, ana akım kripto para birimleri bile zarar görüyor.